19.10.11

aynı perspektifte bulunan şeylerin birbirlerinin bütünüymüş gibi görünmesini çok seviyorum.o anı ve o sahneyi dondurup,özel bişey yapıyo benim için.
kafa mı karıştırdı? anlatayım.
mesela oturuyorum di mi.tam karşı açımda bi kız var mesela.göremiyorum ellerini.saklamış galiba.gövdesi var masada sadece.tam arkasında, aynı hizadaki masada,sahibini göremediğim bi el var.o el tempo tutuyo masada.yüzünü gördüğüm kızın suratındaki bıkkınlık dolu ifadenin o el hareketini öyle neşeyle yapması imkansız,ama genele bakıyorum,yapıyo işte düpedüz,orada.
gülüyorum öyle zamanlarda.çok saçma çünkü.
seviyorum ama.
eğer ben de birilerinin gözünde böyle saçma sahnelere kurban gidiyosam ne güzel.bilmek isterdim.aslında istemezdim,büyüsü kaçmasın.evet.
bi örneğim ve bi çok örneğim daha var.
bi adam,yaşlı.yüzü uzun ve çökmüş bi yüz.tam olarak profilden görmüyorum adamın yüzünü.4'te 1'ini görüyorum,şakaklarını ve kulaklarını sadece.adamın kafasının arkasında annesinin kucağında bi bebek.bebeğin durduğu yer adamın kafasına o kadar denk geliyo ki.ve tam tamına profilden görüyorum bebeği.net bi bebek yüzü,bütün hatlarıyla.bi bebek alnı ve burnu işte.ve tam o yaşlı adamın şakaklarından hemen sonra başlıyo.bulundukları planlar arka arkaya,ama aynı yüzün içindeler.aynı yüze sahipler yani.buna da çok gülmüştüm.fotoğrafı olabilir bile bi yerlerde.dali müzesindeydim.düşünün yani,hem dali müzesindeyim,beynim yeterince sürreal yağmurlarla yıkanmış,üstüne bi de böyle saçma şeylerle uğraşıyorum.göz işte,görüyo.napiyim.
ama gördüğüm bişey beni tersi bi şekilde şaşırttı geçen gün.
adamın biri aşağı doğru bakıyodu.alnından resmen fönlü bi kadın perçemi aşağı doğru uzanıyodu.
yine aynı şey oldu diye düşünüp yaklaştım adama doğru.yaklaştım sonra.
adamın arkasında bi kadın aradım.yoktu.o perçem adamın perçemiymiş.adamın saç kesimine mi,beynimin ve gözümün haşnafişnelere dalıp benle dalga geçmesine mi güleyim bilemedim,ama sonuç aynı oldu: güldüm.

8.8.11

anladik hepiniz tumblrci ciktiniz.

2.8.11

kodluyorum:

her iki tarafın da korkunç derecede ciddi olmaya kastığı danışma hattı konuşmalarında sıkça gerek duyulan 'kodlama' mevzusu baya can yakıyor.
hele ki her insan, -mesela- 'bukalemun' kelimesini acayip havalı ve sakin bi tavırla 'hmm evet balıkesiir-urfaa-kırklarelii-adanaa-lüleburgaaz-edirnee-muğlaa-urfaa-niğdee' şeklinde kodlayacak yeteneğe sahip olamayabiliyor.
ben bu konuda fena değilim,giderim ortalama üstünde,arada bi parazit olabiliyor ama neyse ki kadı kızı diye bişey var.
geçen gün uçak rezervasyonu için telefon görüşmesi yaparken gayet havalıydım ki,e harfinde duraksadım bi,sonra 'ğğııığğğ...ESKİŞEHİR!' diyerek sevindim. 'oh' dedim.
ama ne yazık ki aklıma ilk 'ediz hun' geldiydi.
neden ediz hun ama.
söyleseydim de,kadınla karşılıklı geyiğe sarsaydık.eğlence çıkardı ona da yavrum.bütün gün en ciddi ses tonunu takınmaya çalışıp kendini paralayan ama özel hayatında sevgilisine en sivrisinek sesiyle bırbırbırbırbır söylenen bi hatun olma ihtimali yüksek olduğunu varsayıyorum.her neyse.
sonuç olarak kıvrandım kıvrandım,ve ediz hun diyemedim.diyemezdim.
çok ayıp.karizma çiziyo bi kere o kodlamayı yapamamak.
enginar falan desen de olmaz. adana-mersin-zonguldak-lüleburgaz-enginar-kalorifer-izmit-montauk-denizanası-izlanda şeklinde bi kodlamaya girdiğimi düşünsene.
ya da neden bu ciddiyet türkiye şehirleriyle sınırlı mesela?
bence kalkıp lüleburgaz yerine lüksemburg,gaziantep yerine göteborg,kırklareli yerine kankun,zonguldak yerine zimbabwe falan diyemezsin.ya da adın jaleyse jamaika mı diyceksin,j harfiyle şehir yok ki amk. olsa olsa jeton dersin.hele ki altı üstü bi jale adı için 'jinekolog'la başlansa tadından yenmez.
saçmasapan işler.tabi maksat eğlenceyse,ben çok rahat olurdum.
kodlamadık ne lemur bırakırdım,ne sosyete mantısı,ne bukalemun,ne de şimendifer.

ama gel gör ki,ediz hun'da takıldım.eskişehirin gözünü seveyim.

daha önceki yazılarımda bolca anlattığım akıllara zarar bi arkadaşım var biliyosunuz.
hani şu kozalaklara kafa yoran,bakire insan sıkıcıdır diyen,yer yer şapşallığını gizlemeyen kişi.
kendisi fena durumda.zira en son ceyhan'a ceyhun,ve u harfinde şehir bulamayınca uskumru dedi..
hayır,uskumru demedi,aynen benim ediz hun vakası gibi o da uskumruyla kıvrandı,karşımda thom yorke'tan esinlenilmiş hareketlerle karışık (http://www.youtube.com/watch?v=cfOa1a8hYP8) 'kaka tutma' pozlarına girerek 'u' harfiyle bi şehir adı istedi, ben de çok soğukkanlı,pardon 'kuul' bi şekilde 'URFA.' dedim.
kendi bulmuş gibi sevindi.

ve sonsuza kadar çok mutlu yaşadık.


-bu arada,o videonun altında bi yorum gözüme çarptı:
My computer said "Let's listen to some Radiohead." I said "OK Computer"
canım ya.

24.6.11

acı yok raki.

kainat benimle dalga da değil,baya taşak hatta taşşşşşak geçiyor.
yani bu artık bişeylerin en üst noktası.
kem göze fiş midir nedir,ondan istiyorum.
tabi iş işten geçti,şu saatten sonra kime fiş,kime şiş,diş,çiş fark yapmeeyor.

bildiğiniz ya da bilmediğiniz üzere 6 aya yakın süredir new yorktayım.
bu koca zaman diliminde çok konser afişi gördüm,çok 'oha gidijeeeem' dedim,ama bi tek buna bilet almak kısmet oldu. hem de böyle 'hölölölölö' diye.
bahsettiğim konser eddie vedder konseri.üstüne,bu olay bana daha çok acı versin diye, special guest: glen hansard lan. haziranın 21-22si şeklindeydi program.
kara gün ayın 22siydi.
böyle adamlar gayet elele tutuşup çıkıcaklardı,ben de eblek eblek izliycektim,bi heycan vardı falan.
böyle metroyla nası gidiliyo onu keşfettim oturup,iyiydi yani.
'beacon theatre nerdeeğ,iiişte ordaağ' şeklinde böyle paytakpaytak gittim kapıya.
biletimi çıkardım falan,havalıyım böyle.afişin fotoğrafını çekiyorum,neden,e feysbuka koyucam hava atıcam falan.kem gözlere daha da yem olsun diye.
tabi yem olan ben oldum böyle 'DADADADANN' diye.
biletimi uzattım,kadın bana ''oh, this ticket is for july 21'' dedi.o an istedim ki ingilizceyi yeni öğreniyo olayım,yanlış anlamış olayım falan. tabi bu düşüncelerle birlikte kaynar sular geldi default olarak.bilmiyorum,sürekli flashback yaşıyorum o ana,o kadar tatsız ki,o kadar olabilir.
o kapıdan geri çıkışım,güvenliklere teker teker abanışım,'bişey yapılamaz mı' çırpınışlarım.
olmadı, olamadı.
yani nası tarif edeyim bilmiyorum hakkaten.
ulan topu topu iki üç insana söyledim,bu kadar mı göz vardı bu kadar mı nefret dolu düşüncelere maruz kaldım anlamadım ki.
valla lanetlendim bişey oldu orda.
işin komik tarafı,kendimi her nedense ayın 22sine odakladım ve bileti çıkarıp bi kere bakmadım emin olmak için.hakkaten bilmiyorum nası olabildi.
parayı falan siktir ettim,hadi belki eddie vedder konseri bi şekilde bi yerde bi daha yakalayabilirim,ama glen hansardla birlikte olması ciğerimi söktü attı,öyle bişey.
ıssız adama bağladım,sokakta yürüyorum boş boş falan.arkadaşımı aradım,'her şeyde bi hayır vardır naapalım' yorumunu ikinci bi ağızdan da duyayım da azıcık sus serpilsin içime diye.
serpilicek su mu kaldı anasını satıyım,az önce yeterince su tarafından haşlandım zaten cayırcayır.
laf işte.
çıkıp yürürken central parkın batı kapısının önünden geçiyodum,girip dolaşıyım dedim.tam strawberry fields bölgesinin girişiymiş meğersem.bi süreliğine beatles kafasına girince acıyı unutur gibi oldum,hafiften yağmur çiseledi sonra.
ay hala çok mutsuzum,inanılır gibi değil.
size de eğlence çıktı,okudunuz falan.
belki de 'oh' dediniz,'iyi olmuş eheh-eheh'
aferin.
yandı lan,yandı bilet,kül oldu tağam mı evet.gidemedim de göremedim de bi bok.
inşallah yangın falan çıkmıştır konserde.
ay kimseyi istemiyorum.
gidin başımdan hepiniz yea.

ha,bu olayın akşamında sevgili geldi.
ama yine de içime oturan kalkmadı hiç bi türlü.

not:sesi güzel ya da müzikal yetenekli sevgili bulmayın,sonra böyle bi durumda oturup acımadan bin saat pearl jam playlisti patlatıyo,durmaksızın,üstelik çok güzel eddie vedder sesi yapıyo,sus da diyemiyosun,iyice mal oluyosun.
söyliyim dedim.
ay ağlıycam,valla.
silin lan hafızamı.

19.6.11

chelsea hotel,no 407.
1 haziran'dı,güzeldi.
o kadar.

8.5.11

mutsuz puskevitler.

bir masalsi iliskiyi daha siktim,hadi hayirlisi.
bi force var da beni mi sevmiyor ne.virvirvir dirdirdirlar ve aari vizvizvizlarla gunden gune agzina sicilan bi iliskiyi patlamis misir yiyerek seyrettik hep beraber.ustune bi de frigo patlattik hatta.
bi guc var ve uzun sureli mutlu olmami istemiyor.her neyse,amacina coktan ulasti,artik yorungemden siktirsin gitsin.
hem ben mutlu ciftlerin boyle kafasini gozunu patakute yamultayim istiyorum.o piriltili taksim gecelerinde biz de o gerizekalilardan biriydik -boyle aptal gibi mutlu falan,cok da guzeldi- kabul ediyorum ama o ciftleri sadece esas kiz bensem seviyorum.kimsenin askinda gozum yok kafasi degil,gayet var abi.agziniza sicarim hepinizin.amaaan fis.
cayimi iceyim.

yoo mutsuz degilim ki,bitmedi gayet essek gibi.daha baslangiclar var,eheheh.




29.4.11

erotişın şıtraaze.

-mevzular çılgın atıyor.biraz erotiş,akrostiş,postiş,fetiş.
mesela çok can sıkıcı mailler var gereksizlere düşen.
hatta öyle ki bazen gereksiz olmadığını iddia edip paşalar gibi inbakslara akın ediyorlar.
DUL AYŞE YATAKDA! vardı örneğin.seks partneri ayağına falan insan avlıyolar olsa gerek.
bi kere yatakta bile değil,yatakda yağni.dilbilgisi dersinde ayıplı dergi inceleyip ağzının suyu akmakla meşgul oldukları için çoğu türk tiineycırı,sonra böyle insanlar oluyolar.o kaskatı k harfinden sonra sikseler d harfi koyamaman gerekir,bi kere insanın ağzından TA! çıkıyor,neyse.

-ağzım ikidir çok bozuk.noluyo böyle.

-'önsevişme' lafına çok karşıyım.o ne öyle windows terimleri gibi.önizleme falan.çok ciddi.bütün anlamının içine sıçmışlar.
olmamış tdk,tekrar deneyiniz.

-şey geldi aklıma,ahmet çakar'da mı ne,yarışmacı kızın birine çakar sordu,'ne okuyosun kızım?'
-'eee,hukuk öğrencisiyeaaamm.' çakar yine sordu: 'hukuk bir pozitif bilim dalı mıdır?'
ben hayatımda daha apışık birisini görmedim bi sorunun üstüne.
ne var bu kadar düşünücek diye aşağılamıştı bi de.kız da eblek eblek gülmüştü.
salaktı zaten baya.neyse.geçiniz.

-bi aralar seksi şempanze vardı,nooldu sahi ona?

-moda okuyan bi kız arkadaşınız varsa,dünyanın öbür ucunda da olsa kendisinden şüphe duyup kıskançlıklarla boşuna birbirinizi yormayınız.zira okulda gördüğüm en normal 'az miktarda testesteron taşıyıcısının' ojeleri var.devamı mı? ben diyim topuklular,siz diyin kola takılan çantalar,gerisi balyajlar,vesaire.iyi ki okulda havuz yok da bikinililerine maruz kalmıyoruz.
gey değil onlar,ayrı bi dünyalar.yoksa bildiğiniz geyler şahin k kalıyor yani yanlarında.

-oda arkadaşım sevgilisini çok getiriyor odaya,çok sevişiyolar.sabrımın sonu selamet mi olacak bilemedim.

-bu amerikalı kızlar topuklularla yürümeyi bilmiyolar.hepsi topal deve gibi yürüyolar.
hem uzunlar,hem de alışık değiller,tamamen ters tepiyo o 'hot heels' dedikleri olay.

-hep söylerim,havalar düzelince kavgalar da biter,ilişkiler de düzelir,arkadaşlıklar da toparlanır,vesaire.hep de haklı çıkarım.yine öyle oldu.herkes kıvamında,ortalık sütlaç gibi.iyiyiz iyi.

17.4.11

şarap getirin.

-spring break yalnızlığımla odamdayım.
-zaz var fonda.jane fonda. (1 yil sonra gelen edit: zaz olsun artik amk.nefret ediyorum kepcuk agizlidan.gargargargar kafami zikti aylarca ya,got.)
-new york soğuk,oda soğuk.kaloriferleri kapatıp gitmiş pezevenkler,elektrikli ocağı sonuna kadar açıp ufo niyetine kullanarak ısınıyorum.
-bütün oda arkadaşlarım tatilde.hepsi evlerinde.oda bana kaldığı için nası mutluyum belli değil.fığansızca şağkı söylemök istiyoğum.karının sesi çokoş.
-böyle sabaha kadar yazı yazmak istiyorum,ama yazamam.abuk subuk oje renklerine merakım vardı,3 haftadır ojesiz gezdiğimi farkettim.içim kurumuş.cidden.gözüme retro kedigözü çizgisi bile çekmeye üşeniyorum,ki özel bişey değil her gün yaptığım bişey.hava sıcak olsa sokağa donla çıkıcam,o kadar giyinesim yok.hele o atkılar paltolar,allahım her şey ağırlık üstümde.fenalık geçirmeye meraklı kocakarılar gibiyim.ruhsuz,donuk,böyle suratsız bi insan oluverdim.
-sevgiliyle ufak pürüzler var.iyice huysuzlandı.ulan zaten uzağız,delirmişiz özledik diye,neler oluyo? ayrılmayalım da,bütün derdim o. (ondan ayrilmanin hayatimda yaptigim en akillica seylerden biri oldugunu 1 yil sonra entryleri gezerken anlamak)
-central park'ta beyzbol maçı izlerken kafama kuş sıçtı bugün.nası acayip bi kombinasyon di mi.lakin ben çok sevdim.böyle değişik neyin.
-neyse ki babam geldi yanıma,uzak kalınca valla ebeveyn değeri insanın kafasına dank ediyormuş.benden mutlusu yok bundan ötürü.ikisine de ölürüm onların.siz de hala anca küfredin anaya babaya.dingiller.
-ha bi de,söylemeden geçmeyeyim,o kafası güzel entrikalı geceleri nası özledim.ama nası özledim.size artık çok klişe gelen (ki yakın geçmişte bana da çok alışılageldik bişey olan ama buraya gelince deli gibi özlediğim) küçük beyoğlu geceleri aşeriyorum.yalan yok.
-jönösepa.
-peyniğğğ.

12.4.11

burayı geçelim çok küfürlü.

amına koyayım etrafımda ciddi insan istemiyorum lan ben.
elalemin dırdırını kaprisini çekmek için mi yaşıyorum nedir anlamadım ki.
o kendinizi bişey sanışlarınızı,bi ego krizlerinizi,söylenmelerinizi,abuklu subuklu yargılayıp sıfatlandırmalarınızı,binbir suratlarınızı şişirip şişirip sokucam muhtelif deliklerinize ha.
karartmayın amına koyayım insanın içini.
hay sikeyim ya.
valla çok sinirliyim bugün.
hayatımda üçbeş tane all-time feyvırıt insan var,gerisi sikimsonik.
siktirin gidin lan.

hanımteyze edit: aaaa.hiç yakışıyo mu senin gibi bi genç kıza.


11.4.11

-100 canin olsa bi tanesini bana verir miydin?
-aaa askolsun,10 tanesini bile verirdim.
-peki 10 tane olsa?
-yine verirdim.
-iki tane olsa bi tanesini?
-hmm.bence yine verirdim ya.
-aa? tesekkur ederim.
-bisey degil.
-ama sende o zaman bi tane kalir?
-olsun,belki senin canin bitiyodur,lazimdir sana.esitlik olur.bidakka lan,muhabbete bak.supermaryo muyuz nasi bi soru bu.oturdum ciddi ciddi cevap veriyorum.vermiyorum lan can falan.benim hepsi.git kediden iste,sekiz can ona yeter.

20.2.11

bi arkadaşım var,adını veresim gelmedi,ama bütün salak salak geyiklerimiz onunla dönüyo,
bazen öyle bi cümle kuruyo ki mala bağlamakla krize girmek arasında gelgitler yaşıyorum.
az önce alakasız 'ben insan olmayı seviyorum ya' dedi.
e ne olucağdın dedim.ne biliyim işte iyi ki başka bişey değilmişim dedi.
iyi dedim,allah iyilik versin.arada geliyolar buna böyle.

newyorka gelmeden önce kimlerin hangi sınıflara dağılıcağının listesini aldık,inceledik,şansa aynı sınıfa koymuşlar bizi.ben dedim oha ne ballıyız lan şahane falan.bu sümsük dedi ki 'e iyi,eğleniriz.'
sonra boşbakışlarıma maruz kalınca anladı durumu,kikir kikir gülmeye başladık.

bugün bombasını patlattı.
sınıftaki diğer insanları ağır çekiştiriyoduk yok bunlarla hiç bi bok yapılmaz da yok uyuz hepsi bunların ben hiçbiriyle eğlenmiyorum da,hatun dedi ki 'ya ben bakire insanı çekemiyorum! böyle bi vikvikvik bi nazlı kaprisli falan bi salak oluyolar'
kaç dakka güldük hatırlamıyorum.

19.2.11

-new york tamam çılgın hoş şahane iyi güzel de,oolum nası bi soğuk ama nası bi soğuk.
dışarı aşırı zaruri olmadıkça çıkasımız yok bi kere net.çıktın mı da eskimo gibi giyinceksin,insan ona üşeniyo bi kere.10 dakkada giyiniyosan oluyo 20 dakka,üstüne bi de kolunu kapatamıyosun,tabi ki penguen modu kaçınılmaz.bi elbise bi sandaletle sokağa çıktığımız günlerin özlemiyle yanıyor tutuşuyor ve donuyoruz.

-oda arkadaşım samantha ve sweetheart'ı joe yanıbaşımda birbirlerine sevimlilik yapıp kucak kucağa film izledikçe,efendime söyliyim kakara kikiri şakalaştıkça,mesela sam peluş pandayla joe'yu dövüp sonra üstüne atlayıp gıdıklayıp çeşitli sevimli çizgifilmvari eğlenceli görüntüler ortaya çıktıkça sevgilime olan özlemim 'ben sıkıldım,bi empayırsteytse çıkıp geleyim' diyor ve ordan bidaha da hiç inmiyor.

-ikinci elciden 20 dolara paten buldum,baharı iple çekiyor ben.bu karda buzda kaydığımı düşünsene.

-yatağım çok yüksek,uyumaya gitmiyorum da,'çıkıyorum.' kızlara 'i'm so fucking fed up of climbing this bed every day' dedim de,güldüler baya.bu conilerin arpası fazla geliyo dana gibi uzuyolar ortalamaya abanıyolar üstelik,kahrısını biz çekiyoruz.ha bi de,artık bütün türkçe argo lügatına hakimler,mesela geçen gece odada yoktum,irma'dan mesaj geldi: orospu.
baya eğlendim.aslında videoları var o sürecin ama koymam feysbukmeysbuk,ayıp.

-hotel chelsea'yi de dibinden gördüm ya,tamam.
önünden geçene kadar bi hayal girdabına kapıldım,jimi hendrixler jim morrisonlar dolanıyodu sanki içerde,pink floyd üyeleri kafayı çekip kahkaha krizlerine giriyor,sid vicious sevgilisini bıçaklamadan önceki son bikaç sevişgen saatini geçiriyor,andy warhol kısa filminin bi parçasını çekiyor ya da halüsinasyon görüyor,leonard cohen janis joplin'i götürüyodu falan.'hey gidi' dedim.

-henüz 21 olmayan bıdıklar olarak,dün bi irish pub bulduk kimlik sormayan.aman o nası keyif.
cappucinoya benzeyen tipsiz irlanda birasından 2 tane götürüp iki de viski şatladım,hoppaağ.
bi de o klasik retro jukebox yok mudur,ondan vardı,nası bi moda girmek.aaay laaav rakın rool soputınadıdaayminıjubaksbeybe'du o an fon müziği.tabi biz onu seçmedik.klişem olan when the levee breaks'e abandım ama önce bi,affetmem.
devamını diliyoruz.
ha bi de,21 olayım da sonra burda kalayım ben ya,bugün arkadaşım anlattı,türkiye artık 24 oldu ya,olum babylona bile almıyolar dedi.halimi düşünün,eskiden herhaftasonu taksimin altınıüstüne getiren ben,bi dönücem nah içmek orda burda.ne the wall kaldı,ne küçükbeyoğlu,ne karga ne bilmemne.ebenizin amı hepinizin.doğumgünümüzü falan mekdanılsta kutlar,sevgilimizle de muhallebicide limonata kılıklı tang içeriz artık.hakkaten düşündükçe ağır küfür ediyorum.baya sövüyorum öyle böyle değil.
oha bi dakka,peki ya tüneldeki merdivenler?
biri bana bunu da açıklasın.

-uykum gelmiş,gideyim ben.

12.2.11

bi mevzumuz var.


bu kadar açık ve net.kürk meraklısı herkesin derisine meraklıyım ben de.
yettiniz artık.

özlemek denen şeyi köpek gibi yaşıyorum.müstahaktı bana zaten.
hadi hayırlı işler.

ölende.

kings of leon'un cold desert adlı şarkısı var ya,
of.

11.2.11

çocuktuk işte.

.....biz harflere de cinsiyet veriyoduk.ben bi gün anneme armutu gösterip ben bunun kadınını istiyorum demiştim.zencefil? zencefil şey böyle,dedikoducu.avokado? ezik,asosyal o.sümsüük.yatıyo bütün gün.çirkin.göbeği var.mango da ünlüymüş,ananasla en yakın arkadaşlar,ananas kokoş çünkü,ya da dönme de olabilir ananas.saçı yapılı hep.böğürtlen sokak çocuğu,afacan.ay limon? o tam bir piç.
en orospu hangisi?üzüm ya! üzüm dağıtıyo üzüm çok orospu! yok frambuaz bence öyle.yok yok,üzüm.fasulyeyi napıcaz? şeytan tüyü varmış fasulyede,tipsiz,ama çok seksi böyle nedense.aksanı var bi de fasulyenin.domates de anaçmış.teyze böyle,hanife falan adı.şişko.limon piç piç.karnabahar da teyze,ama sinirli bi teyze,bütün mahalleye ayar veriyo,herşeyi biliyo.
patlıcan ağa ya ııy.böyle dizini kırmış oturmuş tesbih çekiyo.kabak ne peki? kabak yaşlı böyle,ay yalnız ooo.mahalle bakkalı amcaymış.yazık tipli böyle,iyi adam ama.rakı içiyo akşamları.
Brokoli çingene! fıçıfıçı böyle,heryere uzanıyo bölünüyo falan.turp delikanlıymış.maço falanmış.
Havuç? Havuç manken be.bronz havuç.çağla şıkel.
Duta ne diyelim? dut çoluk çocuk ya.Elma da bence seksi bi kadın.böyle filinta gibi.
Ay enginar ebe! ne alaka ya? mahallenin çocuk doğuranı böyle,evet ya.her boka maydanoz bi de.
enginarın amı.
Sarımsak lanet çocuk.afacan falan pislik iblis böyle.bence soğan da sarhoş.kuru olan ama.şarapçı falan.üzümle ilişkisi var soğanın.pırasa 70'li yılların delikanlılarına benziyo.bence kereviz de çok sinirli.of pislik böyle,içten pazarlıklı.
Ay patates? şadiye falan onun adı,o da teyze.ama herkes ona danışıyo böyle,şirin bi teyze.fal bakıyo falan.herkese yardım ediyo.kıro kim peki?
acur! tam kıro değil mi salatalık gibi olmaya çalışıyo.kavun bence berber,keltoş ama.yok,kavun kadın ya.ama manikürcü pedikürcü o tam! adı nesrin falan.karpuz da dondurmacıymış.nesrin'e yazıyo.dutlara beleş dondurma veriyo.dutlara böğürtlenlere.bıyıklı ve göbekli.kim peki görmüş geçirmiş,böyle pavyon kadını mesela?ıspanak belki. yok,onu buluruz birazdan.semizotu dağınık süslü zilli bi genç kızmış böyle.ıspanak da onun serseri sevgilisi,uyuşturucu satıyo falan,bıçkın herif.aaay! dereotu da uyuz kız,semizotunun çok dedikodusunu yapıyo karnabahara patatese domatese.ay yabanmersini bebeyiiim! yabanmersini dansçı ya tam.takma adı var bence.havalı bişey sahne adı gibi.çilek de prenses gibi yetişmiş kız çocuğu.adı badesu falan.
öyle yani.