30.5.10

a world without maps.

http://netarihiesernemanzara.blogspot.com/

şimdi bu benim blog üçlememin sonuncusudur.iyi tatlı falandır da,bi kafası vardır.ne cocobonita gibi kendini beğenmiş,ne ciddiyetsiz gibi amaçsızdır.
dünyanın farklı şehirlerinden ruhlar taşır.
gezer benimle.daha da gezecek çok yeri vardır.çok renge karşın siyah beyazdır.

gecesi de vardır,gündüzü de.
ve ben netarihiesernemanzara çekmekten hiç hoşlanmam.
neden mi?
bilmiyorum ki.

bu arada blitzen trapper dinleyin bi ara,bob dylan'la beatles'ı alıp homojen bi şekilde karıştırıp geleceğe ışınlasaydınız alacağınız sonuç bundan başkası olmazdı.
seviyoruz.

29.5.10

parmağım uyuşmuş lan.

al sana gri.

ben aslında melankolik yazan insanları çok kıskanırım.aynen.
gri,siyah bloglu insanları.ya da dümdüz beyaz.göze batar halde minimalist.
böyle bazen diyorum ki,bişeye odaklan,onu irdele,kafa yor,düşün,üzül,ne biliyim cümlelere dök falan.
ı-ıh,yapamıyorum.kafamı birden fazla şeye yetiştirmeye,her konuda bol bol cümle kurup geyik yapmaya ve rengarenk yazmaya o kadar alışmışım ,o kadar minimalistliğin yanından geçmiyorum ki.bi de akıl hep bi karış havada.
hayır hayır,sizin o bildiğiniz 'aşık oldu böyle oldu' larınız,kelebekleriniz,'yaz geldi de ehehe'leriniz değil,genel olarak bu.
nisan mayıs aylarında kavak yelleri esiyorken de böyle,aralıkta çamurlu karlara basarak okula gidiyorken de.
ha ben ruh törpüsü ,iç kıyıcı,'otur ağla' şarkıları dinleyip yağmur damlalı minibüs camına kafayı koyup üzücü şeyler düşünmüyor muyum,tabi ki düşünüyorum.
ama gel gör ki herşey hala rengarenk,hep güneşli,hep la la la,tralala.
buraların heidi'si benim,beni böyle sevin.


the craziest apaçies ever live nearby.
saat 3 olmak üzere,aşağıda ayak sesleri,ve bir ses,çatlak,detone ölümüne.
'ÇENGELKÖY'ÜN AOOĞĞUNA GOYYİM.'

ne içtin?

27.5.10

bi sözümü kesme işte.

-şimdi bu suyu sıkılasıca laymvayr'da bişey aratıyosun ya,bilinmedik bişey pek,ne biliyim içinde 'lover' ya da 'fly' kelimesi falan geçiyo ya da şarkının adı sadece ondan oluşuyo da olabilir,yazıyosun search bölümüne,önüne zirilyon tane şey geliyo,ama bişeyin hepsi ama hepsi mi yok arenbi yok rep yok bilimum amerikan gengsta müziği olur. ya da şey var,bişey ararken başka bişey çıkıyo ismi ilgini çekiyo diyosun 'bu neymiş bakim bi'.tabi ki sonuç yine aynı.çok ısrarcı ama öyle böyle değil.Brazzaville yazınca nasıl Jay-z çıkabilir ya nedir bunu mantığı? ağdaki bütün gençliğe bildiğin küfür ediyosun 'tığallamyeaa' şeklinde başlayarak.

-şey oluyo,lisede deli gibi salyan akarak beatles falan dinlediğin ergenlik dönemi ekürin,uzun süre görüşmemenizin ardından olan görüşmenizde sana 'hala mı doors ya ehiehi' diyosa bu oldukça ironik,saçma ve dejenerik,trajikomik,alerjik,antihistaminik,jeolojik,tiptronik (....diye gider) bişeydir.karşındaki insana mı yan kendi kendine 'harbi lan.' tribi mi yaşa sen karar ver.
bi dakka lan.
tabi ki HALA DOORS.ne sandın bilader.

-çocuğuna böyle gudik gudik isimler koyan ebeveynlere kılım.
bi arkadaş anlattı,dersanelerinde bi çocuk varmış adı DOLAR.zaten çocuk bunalımdadır yani bu durumdan kelli,bi gün bu zavallı gınalı guzum merdivenden düşmüş.
bir götüboklu velet tutup da yardım etmemiş çocuğa,hocalar da dahil (evet.) bütün dersane ahalisi 'muhahahahahahahaha dolar düştü zuhahahaha lol lol lol yıhyıhyıh vassaaap' şeklinde anıra anıra gülmüşler.hayır düşün bi o psikolojisini o zavallımın.eve bi koşu gider anayıbabayı kulaklarından tavana asarım.

-Kalabalık gruplarda illa bi boy muhabbeti açılır.En sevdiğim olgu da,boyu 2 metreden hallice olan erkek ya da 1.80lik dişi karakterlerin 'ben ilkokuldayken sınıfın en kısasıydım ya' demesidir.akabinde hızını alamayıp devam eder deyyus.'çok kısaydım işte,sonra bi yaz birden attım,sonra okula başladım herkes şok oldu.'
HADİ YA?!
öyle efsane bi yaz tatili var evet 'bütün kısaların felaket boy attığı'
ben o yaz nerdeymişim arada bunu sorarım kendime.haziranda denize dalıp eylüle kadar çıkmayı unutmuşum o arada herkes uzamış mı,yoksa farkında olmadan dondurulmuşum ya da kavanoza falan mı konulmuşum,ya da truman show kafasında bişey,bütün uzunlar beni izliyo 'zıhahaha bıdık yavrum nasıl da mutlu bak bak tipe bak ay yerim ben seni bibuçukluk çitlembik'
(hop lan,bi buçuk değilim ben,biratmış o.bir atmışım,bir atmışım ki,anca o kadar atmışım.sonunda yine biratmışım.yani.neyseğşte.)
bodur tavuk her zaman piliçtir derler,çok inanırım ahdhgskjf hepiniz yaşlancaksınız.
ama ben şimdi yüzonsekiz seksen boyunda olsam bunları yazabilir miydim,hağğyıır.

-Gelelim çok kibar türk erkeklerine.Lan oğlum,bi olay anlatırken 'kadın' dedikten sonra onu 'bayan' diye düzeltmeye kasıyosunuz da(ki onu da anlamam zaten çok kıl olduğum bişey),
hayatınızın geri kalanında neden 'çok bilmemne karı lan zuhaha,karının gideri var nıhaha,karı 2 puan vermedi ımıagoğyim' diye yardırıyosunuz? Kendinize gelmezseniz ben oraya geliyorum.

-En yakın hissettiğim atasözlerinden biri de 'terzi söküğünü dikemez'dir.
Anne doktor,baba doktor,ben ölüyorum.
Abartısız 1 aydır dede gibi öksürüyorum,etrafimdakilerin söylemlerine göre bronşlar ayvayı yemiş,gece öksürük komalarına falan giriliyor,anneme sorsan 'sıcak suya bal koy karabiber koy bıdıbıdı'. E tamam,bunu ben içgüdüsel olarak da buluyorum zaten.
Anne ilaç al nolur gelirken diyorum,hanım eve bi geliyo, '-E ilaç?' '-Aaay unuttum işte ya,sıcak su iç sıcak su,senin bu psikolojik.'
BENİM BU PSİKOLOJİK,olay bu kadarcık.
toplayıp bu.
Milletin annesi komalara giriyo iki terledi iki aksırdı tıksırdı diye, 'aaay kalk kalk kalk doktora gidiyoruz ay metiiin ölüyo çocuk' şeklinde,ben de bağışıklığımı güçlendiriyorum,en birinci benim.iyidir iyi.

-ismail yk'ya çok saydırıyoruz da,'hellooğ mayneymiz ramiz,aylavyu' demek için yüzonsekizseksen fırın ekmek yemesi gereken apaçi modeline gayet doğru bir şekilde 'feysbuk' dedirten o'dur.yürü be ismail.in ismail we trust.

-nihat doğan'ı çok seviyorum ben,canım benim.
bak şimdi,kurduğu şu cümleye bak,gel de sevme:
'avatar'ı tam dokuz kere izledim,anladığım kadarıyla olay uzayda geçiyor.'
nihat'ıma dokunan karşısında beni bulur.nihat macto o.

-küçükken biz spice girls'cülük oynardık da,erkekler niye backstreet boys'culuk falan oynamazlardı? arada buna takılırım.

-peki sizde de şu kafa var mı ki: kışın soğuklu moğuklu rüzgarlı yağmurlu günlerde radiohead(bikaç istisna şarkısı var) devics ,portishead gibi ruh çöküntüsü şeyler eşliğinde otobüs camındaki yağmur damlalarını izleyerek eski sevgilinizi ne kadar özlediğiniz gibi iç karartıcı şeyler düşünüp 'böhüböhüü' modunda seyredip güneş azıcık yüzünü gösterdiğinde aniden optimist şeyler dinlemeye başlıyo musunuz? öyle bi tribe sahibim.
yazın bi optimistic gidiyo,bi idioteque falan,hah bi de paranoidandroid.temmuz sıcağında street spirit falan dinlenmez mesela,ya da bi pyramid song.hele devics dinlediğini düşünsene sıcaktan tüterken.denedim valla olmuyo,kalp çarpıntısı yapıyo.
ama pink floyd hem yaz hem kış mesela.

-giderayak:
lost iyki de bitmiş,oh.

hadi bana gıcık olun.

25.5.10

yıldızı çabuk sönen popçu gibin şeyler.

bi gün mikrofonu büyük bi heyecanla takıp yaklaşık 1,5 saat boyunca şarkılar söyleyip kaydetmiştim, daha sonra hepsini bir arada dinleme umuduyla söyleyip söyleyip köşeye atmıştım.ama nasıl da bi neşe var,gaz var.duşta söylemekten de coşkulu bi durumdu.1 buçuk saatin sonunda büyük bi heyecanla albümü açtım,ama ses yok.bütün ses ayarlarına abandım,media player'ı tekrar tekrar kapatıp açtım nafile.(hayır,a'ya şapka koymayacağım)
e noldu o bi buçuk saate,o kadar sese?
neden olduğu konusunda gerçekten hiç bir fikrim yok,mikrofon şu an bile düzgün çalışıyor ama o günkü tantananın gizemini çözemedim ben hiç.
sonra bi daha da şarkı söylemedim mikrofona,kaydetmedim de.
hevesimi ağzıma tıkan sevgili teknolojik aletler grubum umarım mutludurlar.(ya da 'mutlulardır')
evet,öyle işte.

19.5.10

bi de ısrarla MENÜ yerine MÖNÜ yazmıyolar mı,işte ona ayar oluyorum ben baya.
hadi ufak ufak bişeyler ters gidiyodu da,artık ayıp, bu kadar olmaz.
kainat benden bu kadar nefret ediyor,hasta olmamı ve hayatımın kararmasını istiyor olabilir,anlarım.okul bittiğinde istediği kadar hasta edebilir,nasılsa tuzum kurumuş olacak.
ama bütün bunların final haftası olmasını hakedicek ne yapmış olabilirim onu merak ediyorum.

canım böyle çok edebi,çok duygusal,kafa karıştırıcı şeyler yazmak istiyo ama çarşambayla beraber çarşafa dolandım aksıra tıksıra yatıyor,kafamı sıcak sulara sokup kocakarı karışımlarının şahane tatlarının(evet baya iyiler) gazabına uğruyorum.
bi de duygusalım ki bu ara,öf.
bi arkadaşıma böyle dert yandım,'üniversite dediğin 6 senede biter' dedi.etrafımda böyle o kadar çok adam var ki,bu üzümlere baka baka ben de kararmışım.şaka gibiyim.

bu halimin sorumlusu harika ve dengeli(!) havalara saygılarımı sunar,'bu ne biçim mayıs lağn?!' diyerek atar yapar giderim.

11.5.10

bazı problemlerim var.

-yalova diyince 'ayanora neresi ya?' diyen bi eniştem var benim.

-filmlerde 'öndeki aracı takip edin' tribini hep çok kıskanır ve hiç anlamam.
tut ki aldılar kaçırdılar gettiler çocuğu,panikten titriyosun zangırzangır,hiçbişey yapamıyo olmanın mallığı da var,koştun kapıya çıktın çaresizce,o taksi de seni orda bekler tabi di mi.Keeesin caaağnııım.'Film işte' demeyin,açıklama istiyorum.

-Karaçarşaflı teyzelerle paint it black'e klip çekmek gibi bi düşüncem var.Şimdi bunu okuyup da 'enee yapılır ki bu kehkeh' diyip de,fikri alıp gidip de,klibi çekip de önüme getirmöyün.iyişeylerolmaz.

-Bi de hep şişko çirkin aptal kaprisli uyuz gıcık kızlar çok tatlı karşıcinsi çokfena ayartıp bi de çokçılgın kendine bağlıyo,tripleriyle çocuğu çılgına çeviriyo ama elinde tutuyo gayet.nası yapıyo şaşıyorum.3 ihtimal var: şeytan tüyü,çirkin şansı,girişkenlikten doğan herşeyi lehine çevirme kabiliyeti.neyse,çay güzelmiş.

-bazen en sevdiğim duygu hararetle bişey anlattıktan sonra EHE EHE diye sırıtırken ortalığın sessizliğe bürünmesidir.böyle o konuyla ilgili neşe dolmuşsundur etraftakilerden de aynısını beklersin ama bok olursun.'o zaman komikti işte şimdi olmadı eheh eheh' olur hep.

-bi de boğazımdan harakiri yapıcam yakın zamanda.bahar tozları mıdır her ne halt yüzündense dede gibi öksürüyorum 5 gündür.hayatım karardı,yaşlandım hafız.