24.6.11

acı yok raki.

kainat benimle dalga da değil,baya taşak hatta taşşşşşak geçiyor.
yani bu artık bişeylerin en üst noktası.
kem göze fiş midir nedir,ondan istiyorum.
tabi iş işten geçti,şu saatten sonra kime fiş,kime şiş,diş,çiş fark yapmeeyor.

bildiğiniz ya da bilmediğiniz üzere 6 aya yakın süredir new yorktayım.
bu koca zaman diliminde çok konser afişi gördüm,çok 'oha gidijeeeem' dedim,ama bi tek buna bilet almak kısmet oldu. hem de böyle 'hölölölölö' diye.
bahsettiğim konser eddie vedder konseri.üstüne,bu olay bana daha çok acı versin diye, special guest: glen hansard lan. haziranın 21-22si şeklindeydi program.
kara gün ayın 22siydi.
böyle adamlar gayet elele tutuşup çıkıcaklardı,ben de eblek eblek izliycektim,bi heycan vardı falan.
böyle metroyla nası gidiliyo onu keşfettim oturup,iyiydi yani.
'beacon theatre nerdeeğ,iiişte ordaağ' şeklinde böyle paytakpaytak gittim kapıya.
biletimi çıkardım falan,havalıyım böyle.afişin fotoğrafını çekiyorum,neden,e feysbuka koyucam hava atıcam falan.kem gözlere daha da yem olsun diye.
tabi yem olan ben oldum böyle 'DADADADANN' diye.
biletimi uzattım,kadın bana ''oh, this ticket is for july 21'' dedi.o an istedim ki ingilizceyi yeni öğreniyo olayım,yanlış anlamış olayım falan. tabi bu düşüncelerle birlikte kaynar sular geldi default olarak.bilmiyorum,sürekli flashback yaşıyorum o ana,o kadar tatsız ki,o kadar olabilir.
o kapıdan geri çıkışım,güvenliklere teker teker abanışım,'bişey yapılamaz mı' çırpınışlarım.
olmadı, olamadı.
yani nası tarif edeyim bilmiyorum hakkaten.
ulan topu topu iki üç insana söyledim,bu kadar mı göz vardı bu kadar mı nefret dolu düşüncelere maruz kaldım anlamadım ki.
valla lanetlendim bişey oldu orda.
işin komik tarafı,kendimi her nedense ayın 22sine odakladım ve bileti çıkarıp bi kere bakmadım emin olmak için.hakkaten bilmiyorum nası olabildi.
parayı falan siktir ettim,hadi belki eddie vedder konseri bi şekilde bi yerde bi daha yakalayabilirim,ama glen hansardla birlikte olması ciğerimi söktü attı,öyle bişey.
ıssız adama bağladım,sokakta yürüyorum boş boş falan.arkadaşımı aradım,'her şeyde bi hayır vardır naapalım' yorumunu ikinci bi ağızdan da duyayım da azıcık sus serpilsin içime diye.
serpilicek su mu kaldı anasını satıyım,az önce yeterince su tarafından haşlandım zaten cayırcayır.
laf işte.
çıkıp yürürken central parkın batı kapısının önünden geçiyodum,girip dolaşıyım dedim.tam strawberry fields bölgesinin girişiymiş meğersem.bi süreliğine beatles kafasına girince acıyı unutur gibi oldum,hafiften yağmur çiseledi sonra.
ay hala çok mutsuzum,inanılır gibi değil.
size de eğlence çıktı,okudunuz falan.
belki de 'oh' dediniz,'iyi olmuş eheh-eheh'
aferin.
yandı lan,yandı bilet,kül oldu tağam mı evet.gidemedim de göremedim de bi bok.
inşallah yangın falan çıkmıştır konserde.
ay kimseyi istemiyorum.
gidin başımdan hepiniz yea.

ha,bu olayın akşamında sevgili geldi.
ama yine de içime oturan kalkmadı hiç bi türlü.

not:sesi güzel ya da müzikal yetenekli sevgili bulmayın,sonra böyle bi durumda oturup acımadan bin saat pearl jam playlisti patlatıyo,durmaksızın,üstelik çok güzel eddie vedder sesi yapıyo,sus da diyemiyosun,iyice mal oluyosun.
söyliyim dedim.
ay ağlıycam,valla.
silin lan hafızamı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder