16.8.09

Hop bir kii.

bugün şunu farkettim:
aslında internet eşittir tembellik.internetten ziyade dijitalize dünya diyelim.
benim bir günlüğüm var,evet.bildiğin kalemle 'her gün' yazdığın,kırmızı deri kapaklı bi günlük.
ama sadece 'var.'
günlük değil de 'ayın özeti'lik diyebilirim ayrıca.
hadi aldım,hadi günlük tutuyorum diye içimi rahatlatıyorum,ama kendimi kandırıyorum.
her günün sonunda beynimin 'aa günlüğünü yazsana hadi bak 2 gün oldu' diyen tarafıyla 'öfff ne zor geliyo biliyo musun sen' diyen tarafı şiddetli geçimsizlik içine giriyöğr,evet.
Böyle böyle birikiyor ve ben ay sonunda ancak özet geçebiliyorum.
Her yazının başı da 'off yine üşenmişim' diye başlar günlüğümü okursanız.
Böyle saçmasapan bi durum işte.

'biliyo musun ben eskiden günlük yazardım.'
HA ÖYLE Mİ.tamam o zaman.

gerçekten.büyüdükçe tembelleştim.ilkokulda,hadi bilemedin ortaokulda olsam bütün bu düşüncelerimi oturur rengarenk,mor,yeşil,pembe,simli,pullu,balıklı,ayıcıklı,inekli böcüklü kalemlerle büyük bi coşkuyla yazardım.
sayfa düzeni,temizlik,ilk kelimeler,özel isimler büyük harfle falan.Türkçeci öyle tembihlemiş çünkü.Yoksa eksi alırım.(bak dikkat ettim,noktadan sonra büyük harf olur sdjfhşjslg.her neyse.)
yine de çoğu akranıma göre fena sayılmam bu konuda.En azından böyle bi insan olmadım:
'Yha biliomusun chok sıkılıorum qanqa.'
'Bende yeaa..çıksakmı caddeyeee'
Bi kere anlatımı katlediyosun.İkincisi alfabemizde 'q' harfi yoktur.Ta klavyenin ücra köşesine gidip napıyosun o 'q'yu bilmiyorum.Kapı gibi 'K' var orta yerinde tuşların.
Ayrıca de ve soru ekleri ayrı yazılır.
Ben de 'yapıyor ediyor'ların r'lerini yazmıyorum ama bi nedeni var.çok TRT'msi oluyor.Sonuçta blog yazıyoruz.
Her neyse konu bu değildi.
Ne diyodum ben,dijitalize hayatın getirdiği tembellik.
Evet tembelleştik,blog sistemi çıktı mertlik bozuldu.
Çatır çutur hızlı hızlı yazmak varken iki büklüm olmadan,niye yoralım kendimizi.
Üşenmekten de utanmıyo kimse artık.Bazılarının 'cool'luk sebebi hatta.ajkdgsakjhfldsfkf
Bu işin günlük kısmı.
Ayriyetten müzik konusunda da söylenicek bazı şeyler var.
Eskiden insanlar gazoz parasını biriktirirmiş,kumbarasını sallarmış durup durup,gün sayarmış
sevdiği grubun,şarkıcının kasedini,plağını alabilmek için.O da bi emek sonuçta.
Ama biz zamane hayvanları,gel gör ki şanslı piçleriz ve lönk diye indiriyoruz.
Ansiklopedi de kalmadı.Evrim geçirdi,oldu Vikipedi.Her boku Gugıl'la.Bi de görsel de veriyo eline.Ne ala memleket.
İşte böyle.
Bi de sanatsal tarafı var.
Dijital fotoğraf üşengeçliktir,kolaya kaçmaktır.Çok sevsem de,yoğun şekilde uğraşsam da,bunu söylemekten alamıyorum kendimi maalesef.
Çat çat çek dur,ooh kartı tak bilgisayara iki saniyede,photoshop'ta da eğlencesinin tadını çıkar,hoop hazır.
Nerde o her kare için ayrı stres,banyosuyla uğraş yok efendim karanlık oda en iyi ihtimal tab ettirmeye götür,dünya para ver falan.
Mutlaka çok daha rahat,bak söylemişim yukarıda;dünya para vericeksin,uğraşıcaksın,karanlıksa ya da aydınlıksa düzeltme şansın yok,film yanacak,poz boşa gidecek stresi,bunlardan kurtulduğumuz su götürmez bir gerçek,ama insanları tembelleştirdiği fikri de bir o kadar doğru.
Oturup yağlıboyalarımı çıkarıp resim yapmaya geri döndüm sonunda bugün,ama yapım süreci o kadar sabır gerektiriyo ki,ilk katın kurumasını bekle,ikinci katı yap ama birinci katı bozma,dudağın açısı yanlış mı oldu,üstünü kapat,onun kurumasını bekle tekrar ikinci katı geç belki bunu da sevmedin üstünü yine kapat onun açısı olmadı,bunun rengi tutmadı falan fıstık.
Bi ara gerçekten fena bunalıp bilgisayarın başına oturdum.Deviantart'a,facebook'a girince rahatlamış hissetmiş kendime dışarıdan bi baktım da,ben de dijital dünya bağımlılarından biri olmuşum sanırım.Buna üzüldüm ama.Kendimi acil toparlamalıyım,bu halimi sevmedim.
En azından artık üşengeç bir zat olmiyiciim.
Dört kolla resime sarıldım,zorluklarıyla,tiner-boya kokusuyla,baş ağrılarıyla,beni uğraştırmasıyla,yormasıyla o artık benim,
ve herşeye rağmen çok güzel.
Şu 'yormayan' dijital fotoğraf kadar sevgiyi ve ilgiyi hak ediyor.
Üşenmeyiniz sevgili Türk gençleri.Dijital ortama kapılmayınız.
Yobişler bana kızıcaklar ama; 'Bugün KENDİN için ne yaptın?'
Yaşasın egoizm.
(nasıl da konudan konuya atlıyorum.of yani.)

bu şarkıyı da nasıl deli severim:
Jeff Buckley-Dancing in the moonlight

1 yorum:

  1. kuşum şunu sölemek isterim ki...

    teknoloji insanları tembelliğe itio bu bi gerçek...

    ammavelakin...

    benim bu konuda bi şikayetim yok...ne güzel lan işte....senin işini başkası yapıo

    hatta böle robotlar yapılsın....herseyide onlar yapsın...

    sonra onlar insanlığı ele geçirsin falan...

    bana uyar yani...

    YanıtlaSil