14.8.09

geçen haftadan önceki haftamı prag-viyana-budapeşte taraflarında geçirdim.
resmen ruhum arındı.nasıl sıkılmışım burdan.döndüğüme de pişman oldum.
geldim 2 gün dinlendim oh güzel tamam.ama sonrası yine aynı bok.
dönüşün tek güzel tarafı free shop'tan ucuza makyaj malzemesi,parfüm,içki falan almak.
burayı sevmiyorum,başka yerlere gitmeliyim,durdukça daralıyorum.
sinirimi bozan bişeyler var.sabahtan beri yemek yemeyip kaç sade kahve içtim bilmiyorum.
en büyük eğlencem geceleri sivrisinek avlamak.
resim yaparım diye 2 tane eşşek kadar tuval aldım,bi başlayamadım.
o da benim hıyarlığım.
my own personal jesus falan.saçmasapan.
burda mutlu değilim.ev güzel,dışarısı değil.
dışarıya çıkınca da 'dışarısı güzel,eve dönmesem'.
güzel müzel değil.insanların aptallığını,öküzlüğünü kıyaslıyosun da,yazık diyosun.valla.
belki de kendi depresifliğimi ortalığa mal etmemeliyim, bilmiyorum
ama gerçekten sıkıldım.
saçmasapan yerlere gidip (ama dünyanın başka bi yerinde.mesela prag'a geri dönebilirim.manevi köyüm orası oldu sdkjsdldshfg.)en sevdiğim arkadaşlarımla dağıtmak istiyorum.tabi ki drink responsibly.o kadar da değil.zira kusmak kötü bişeydir.
işte böyle.
take me somewhere nice.
alt+delete.
mersi.


küçük bi playlist:
rod stewart-tonight's the night

-have you ever seen the rain?
rolling stones-wild horses
pink floyd-comfortably numb,
-wish you were here,
-shine on you crazy diamond
jeff buckley-forget her

devendra banhart-seahorse
poison-every rose has its thorn

1 yorum:

  1. Kimse bir şey yazmamış ama. En iyi girdi'n bu olmuş.
    Bide düşüncelerin için şunu sölemek istedim; Kaçmak çözüm değil.

    YanıtlaSil