28.4.14

Dildar.

Danville' deyim.
New York'a 5 saat uzaklikta. Temiz hava ve sessizlikten surekli uykum geliyor. Bilincim korkunc acik. Harika. Dun gece bahcede ates yaktik, tek bir isik yoktu, ay yoktu, bulutlar yoktu, gurultu yoktu, etrafta geyiklerden kuslardan ve ormandaki baska diger hayvanlardan baska hic bir canli ve bizden baska insan yoktu. Yildizlar agzimiza burnumuza girecek gibi, geri kalan her sey zifiri karanlik, fonda Echoes. Kadifeye gomulmus pirlantalardan farki olmayan bir gokyuzunun altinda ayaklarimizin buz kesmesine uzun bir sure aldirmadik. Lacivertlere siyahlara  indigolara yeniden asik oldum tekrardan.
Gordugum seyler oyle seylerdi ki ustelik, ne fotografi cekilebilir ne resmi yapilabilir. Yapmasina yaparim, ama adi "ne karanlik bi resim" olur. Ben dahil kimse goremez aslinda ne kadar aydinlik oldugunu oranin. "ya icindesindir ya da tamamen disinda" olan seylerden biri. Sadece zihinde kalir, ama yine de hic bir zaman icinde oldugun, gozunle gordugun gibi olmaz. Boyle seylerden dolayi fotograf cekmeyi eskisi kadar sevmiyor olabilirim belki, sogudum, biseyler oldu, bilmiyorum.
Dijital cekilip copluk olanlara hele korkunc uzagim. Guzel degil bunu soylemek ama boyle oldu.

Anlarin kendisine odaklanip hafizama kazimak yeni favorim. Ve belki bir kac polaroid, bir kac sarki ismi. Her zaman yetmese de birazcik. Anilari biriktirmek hem cok tatli, hem cok yogun, hem de huzunlu hisler barindiran bir hareket. Kansas'in Dust in the wind sarkisindaki gibi "I close my eyes only for a moment, and the moment's gone.." Nefes aldim-verdim bitti, gozumu kapadim actim bitti, elimi cirptim bitti, guldum bitti agladim bitti, dusundum yaptim soyledim bitti, gittim geldim konustum sustum uyudum uyandim sevdim unuttum hepsi bitti.

"Yasadim bitti" demeye firsatim olacak sekilde olmeyi istiyorum. Gulumseyerek, saclarim bembeyaz ama maviye boyanmis, yuzum yeterince kirismis olarak olmeyi. "Yaslanmak istemiyorum yea" diyen gerizekalilardan olmak istemiyorum, erken olumu tarif ediyosun oyle. Cok yakin bir ornegim var, teyzem. Ben onu tanimadim, ama hep oyle dermis, babam anlatir. Sacina muhtemelen tek bir beyaz bile dusmemisti oldugunde, yuzunde belki 30larin ilk kirisiklik belirtileri. Yolun yarisina gelmesine 1 yil kalmis. Ben 1 yasindaymisim. Ona cok benziyormusum oyle diyor babam. Sanatci ruhlu, sakin, unutkan ve bazen umursamaz, kotulugunden degil ama, oyleymis iste sadece.
Ilginctir ki, ailede onu gormeyen tek insan benim, ama onu en cok ben aniyor gibiyim, sanki birlikte cok fazla animiz olmuscasina. Giysilerini giyip takilarini takiyorum, "Kalbim Ege'de kaldi" sarkisinda hep onu dusunup gozlerimin dolmasina izin veriyorum, Izmir'de yatiyor cunku. 70'lerin disco fever hallerinden esinlenip oyle giyindigimde onu da tam o zamanlarda o suslu halleriyle gozumun onune getirip gulumsuyorum, fotograflarda o kadar guzel, hep guzel ki. Kocaman gulen kirmizi dudaklari var hep, boynuna bir dizi inci olarak yansiyan guzel beyaz disleri, arada ayna varmiscasina. Ne guzel giyinirmis, cogunu da kendi dikermis hep. Bikarmis o da benim gibi, tegelleyip birakir, oyle de giyer cikarmis disari. Sahane kadin. Dusunuyorum da, birak ailesini, kendi bile bilmemis kendi degerini. Hayatta keske demekten israrla kacarim, ama Dildar'i gorebilmek hep bir keske'dir, muhtemelen oyle kalacak. Annemle babamin ayriliginin uzerinde bile bu kadar durmadim. Enteresan.
Ama su guzeller guzeli kadin yok mu, bi aklima gelince hep bi "ciz" olur her seferinde. Eh be Dildar, olsaydin da kendin gibi guzel evine, cicekli porselen fincanlarinda cay icmeye, guzele vuran aksam gunesinde oturmaya, Izmir'i koklamaya kendin gibi guzel, cicekli, bohem balkonundan, "yeter ben teyzeme gidiyorum" diyip gelseydim. Derdimi anlatmaya, sesini duymaya, icip icip gulmeye mesela, pikaptan sarkilar dinlemeye, Dildar'a gelseydim.

Gittigin yerde hep mutlu ol, "gullerin icinden canim, kosarak kosara gel"emesen de orada kendine benzeyen gullerin icinde kosuyor, sarki soyluyor, rengarenk eteklerini elbiselerini ucusturuyor ol, Dildar.
Resmi birakma hic, beni ciz gonder, goreyim oradan nasil goruyorsun beni. Ben uyurken gel, bir seyler soyle git illa gitmen gerekiyorsa.
Ben seni hic gormeden cok ozluyorum.
Gorunuse gore bir Ataturk, bir de sen, Dildar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder